6 Aralık 2013 Cuma

Viyana (III)


...
  (Canım okuyucu bu yazıyı okurken Viyana'da yaşayıp, ölen Alman bestekar Mozart'ın 'Türk Marşı' isimli eserini dinlemenizi diliyorum.)

  Belediye Sarayının önündeki cümbüşe biz de katıldık bir süre,sonra yine şehri keşfetmeye koyulduk,belediye binasının az ilerisinde at arabaları bekliyor,turistik gezi için,onların hemen ilerisinde Milka standı vardı,üzerindeki kıyafetten bir din görevlisi olduğunu düşündüğüm, St.Clause'a da oldukça benzeyen beyaz sakallı,bıyıklı,saçlı bir tonton amcayla standa gelen çocuklar fotoğraf çektiriyordu.Bir de pano koymuşlar,gelen misafirlerin,çocukların,turistlerin,belki yerlilerin Viyana ve Noel dilekleri asılı.Çoğu Almanca olmakla birlikte çeşitli dillerden miniklerin dilekleri yazılıydı çoğunda :)Gecenin devamında gezmeye devam ettik bir süre daha,iyice yorulunca da otelimize geri döndük.Sabah erkenden kalktık,biraz da hayıflanıyoruz keşke gece biraz daha gezseydik,şöyle yapsaydık,böyle yapsaydık diye.Hazırlanıp kahvaltıya indiğimizde Arnavut abla vardı yine bizi sıcacık karşıladı ( Ben size Arnavut abladan bahsetmeyi unuttum,otele giriş yapmadan önce,odayı görmek istemiştik,bize odamızı gösteren hanım oluyor kendileri,biz kendi aramızda Türkçe konuşurken,Türksünüz değil mi,ben de Müslümanım elhamdülillah,dedi öylece tanışmıştık,çat pat bir kaç kelime Türkçe biliyordu,ama dünya tatlısı bir insan .) . Mini açık büfeden kahvaltılıklarımızı aldık,benim Avusturya kahvaltısında dikkatimi çeken bir kaç nokta oldu,ilki ekmekleri oldukça çok çeşitli,tam tahıllı ekmeklerden,çavdar ekmeğine,Fransız brioche ekmeğine kadar farklı seçenekler mevcuttu,diğeri ise turşular ve çeşitli ezmeler de vardı  açık büfesinde,şöyle söyleyeyim aç kalmazsınız :):)Kahvaltıdan sonra otelden çıkışımızı yaptık ama sırt çantamızı otelde,bizim gibi turistlerin çantalarını bıraktığı bölüme bıraktık.Hemen sonra çıktık yola yine,hemen akşam gittiğimiz Maria-Theresien Platz'a vardık ve hemen Kunsthistorisches Museum'a (Sanat tarihi müzesi) girdik. Biletler yetişkinler için 14 euro, 19 yaşının altındakilere,65 yaş üzerine ve öğrencilere ücretsizdi yanlış hatırlamıyorsam,26 yaş altındaki öğrencilere de indirim vardı yine.Merak ettiklerinizi www.khm.at ' e göz atarak öğrenebilirsiniz. Aşık oldum sayın okuyucu,bir müzeye aşık olunur mu deme,ben oldum,daha önce de Venedik'teki Doğa Tarihi Müzesine aşık olmuştum,o başka bir yazının konusu tabi ki.İlk olarak Mısır ve Yakın Doğu Koleksiyon Salonu'nu gezdik.Burayı gezerken bende oluşan ilk düşünce şu oldu ' Aman Allah'ım bu kadar çok tarihi eseri Mısır'dan nasıl ve hangi hakla getirmişler!'Gözlerime inanamadım büsbütün bir tarihi,kültürü taşımışlar,mumyalar,mezarlar,takılar,yazıtlar,her şey...O kadar kapsamlı bir koleksiyon ki,dünyada eşi az bulunur diye düşünüyorum.Tabi kültürün,tarihi eserlerin bu şekilde el değiştirmesi,ait olduğu topraklarda o tarihe sahip çıkılmaması beni çok yaraladı.Tabi Mısırlılara üzülmem Helenistik dönem koleksiyonunu ve Efes Koleksiyonunu gezerken son buldu,kendi halimize üzülmeye başladım çünkü sevgili okuyucu.Koleksiyon salonuna girişte dönemin sultanı tarafından hediye edildiği yazıyordu(çok affedersiniz burada lan diyeceğim),lan insan tarihini ,tarihi eserini hediye eder mi,hadi hediye edilmedi bu eserler diyelim,bunlar kaçırılırken nerede aklımız,gözlerimiz,vicdanımız acaba...Neyse müzeye geri dönelim efendim biz,müzede bulunan diğer galeriler ;madeni para koleksiyonu(Bu koleksiyonda da Türkiye'den gelen altın,gümüş sikkeler vardı.),resim galerisi ki içinde dünyaca ünlü bir çok ressamın ünlü bir çok tablosunu görmek mümkün (benim ilk aklıma gelenler Peter Paul Rubens,Lucian Freud,Tiziano Vecellio,Pieter Bruegel,Anthonis Van Dyck,Velazquez ve daha benim hatırlayamadığım pek çoğu),(Lucian Freud'un tabloları ilk kez sergileniyormuş bu arada,tablolarını 12 Ocak tarihine kadar bu müzede görmek mümkün hala.)silah ve zırhlar koleksiyonu,tarihi müzik aletleri koleksiyonu,Roman ve Helen Antik Dönem eserleri kolaksiyonu da diğer görülebilecek koleksiyonlar.

İspanya Kralı II.Philip

Sanat Tarihi Müzesi,Mısır Koleksiyonu

Maria-Theresien Platz

Biz sanırım 3 saatten fazla gezdik,ama beni bıraksanız 1 hafta boyunca çıkmazdım oradan ,siz de vaktiniz olursa mutlaka girin,gezin,görün derim.
Sanat Tarihi Müzesinden eserler






Bu kadar tarih bizi acıktırdı haliyle :)Hemen aynı meydandaki bungalov-butik dükkanların birinden patates aldık,biraz da başka atıştırmalıklar,Viyana'da patates inanılmaz popüler,atıştırmalık bu patateslerin 100 gramının fiyatı 2,5 euro idi,daha başka yiyecek alternatifleri de mevcut;sandviçlerin,kumpirlerin,çikolata kaplı meyve şişlerinin(benim favorim bu:))bisküvilerin,kestanelerin(kestanenin 9 tanesi de 2,5 euroydu bu arada) tadına da bakabilirsiniz hiç kuşkusuz.Ellerimizde atıştırmalıklarımız,nereye gideceğimiz konusunu netliğe kavuşturmaya başladık.Aslında ben hemen Schimetterlinghaus'a (kelebek evi) gitmek istiyordum,çünkü pazar günleri çalışma saatleri 10.00-15.45 arasıydı,saat biz bu tartışmayı yaptığımız sıralarda 12.00 civarıydı,eşim her gezideki rutinimiz olan sightseeing otobüsüyle gezmek istiyordu,biz onu mu yapalım bunu mu derken,bahsettiğim otobüsün tanıtımını yapan bir hanımefendi elindeki broşürle,bizi ikna etti çünkü 10 dk sonra kalkacağını,yolculuğun da 75 dk süreceğini söyledi.Aldık biletlerimizi(biletler kişi başı 15 euro ve 48 saat geçerli),normalde biz sıkılıncaya ve şehri iyice öğreninceye kadar epey tur atarız bu otobüslerle ama şehir sandığımızdan büyük,gezecek,görecek çok yer var,planlarımızın gerisinde kaldık haliyle.Ben bu sırada mızmızlanıyorum,Schimetterlinghaus kapanacak,yetişemeyeceğiz,ben şu kadar zamandır hayalini kuruyorum diye.Sonra otobüste tura başlayınca bir taraftan da kulaklıktan dinliyorum(kulaklık bilgilendirme ben İtalyanca dinledim,ama 7-8 farklı dil seçeneği vardı,maalesef Türkçe hariç)dikkatim başka yönlere kaydı,ya öyle miymiş,a orası kimin sarayı,a burada Goethe heykeli,şurada Mozart derken 75 dk sonra söz verdikleri gibi başladığımız yere döndük.İner inmez tabi ki Schimetterlinghaus'a gidiyoruz,ben neredeyse koşacağım :)Beklentimin çok büyük olması mı diyelim,daha önce Genova'daki Biosfera'yı görmüş olmam sebebiyle mi diyeyim,hafif bir hayal kırıklığı oluştu bende.İçerisini yağmur ormanı iklimi oluşturulmuş cam bir sera olarak düşünebilirsiniz.İçeride de türlü çeşitte kelebekler yetiştiriliyor. Biosfera'da kuş,hayvan türleri vardı,tabi ki Biosfera; Genova yazımın konusu olacak. Gelelim Schimetterlinghaus'a ,giriş bilet fiyatı yetişkin 6 euro,içeri girmeden önce ceketinizi vestiyere asıp da girmenizi öneririm,çünkü içerisi hem çok sıcak hem çok nemli. Doğaseverler,biyoloji düşkünleri ve tabi ki kelebekseverler için mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Schmetterlinghaus

Schmetterlinghaus
Benim şahsi fikrime gelince,kesinlikle daha büyük olmalıydı,ben çoook daha büyük bir yer hayal etmiştim çünkü.Ama yine de değer,Viyana'ya kadar gitmişken uğramadan geçmeyin.Maria-Theresien Platz'a 10 dk yürüme mesafesinde Hofburg'da bulunuyor Schimetterlinghaus.Buradan çıktıktan sonra bende tabi ki bir mutluluk bir sakinlik :) Belli mi olur belki bir gün benim de bir kelebek evim olur hayalleri...Derken efendim akşamüstü olmak üzere bizim tren saat 19.30'da yani epeyce vaktimiz var,vurduk tekrar kendimizi yollara,Sisi'nin Sarayı(Hofburg Sarayı)(Küçük bir aydınlatma:Hofburg Sarayı başta Habsburg Hanedanlığın olmak üzere bir çok hanedanlığına ev sahipliği yapmıştır,genellikle kışlık saray olarak kullanılmış ,Kraliçe Sisi'ye ait 6 oda sergileniyor yanlış hatırlamıyorsam.Haneden yazlık saray olarak Schönbrunn Sarayını kullanıyormuş.Bundan başka Kraliçe Sisi'den bahsetmek istiyorum,çünkü beni çok etkiledi,Sisi (Yani Sissi,tam adıyla Elisabeth Baveria),Bavyera Dükü Maximillian Joseph'in dünyalar güzeli kızı ve Avusturya-Macaristan İmparatoru I.Franz Joseph'in karısı,ayaklarına kadar uzattığı saçları,dillere destan güzelliği,halkın sevgilisi olmasıyla ünlü,acı dolu hayatı onu hüzünlü bir insan yapmıştır,bu da asiller tarafından,saray kurallarına karşı asi olması sebebiyle,nevrotik olarak damgalanmasına sebep olmuştur.)Avusturya Ulusal Kütüphanesi,Stephansdom(St.Stephan Kilisesi) ve o bölgede yaya trafiğine kapalı olan Graben Strasse'de kendimizi kaybettik. Masallar diyarı diye bir yer varsa eğer canım okuyucu,Viyana da o diyarın bir parçası olmalı.Dönüş yoluna geçmeden biraz alışveriş etmek isteyenler için de son derece geniş bir yelpaze sunuyor.

Hofburg Sarayı
Hofburg Sarayı'nın bir başka kanadı
Üstteki fotoğraf:Avusturya Ulusal Kütüphanesi
Alttaki fotoğraf:Sarayda kütüphanenin karşısı

Grabenstrasse
Bu şehirde Şinitzelin her türlüsü yapılıyor gerçekten,balıklısı,kırmızı etlisi,tavuklusu,seçim size kalmış.Şinitzeli en meşhur yer Figlmüller,sacher tortası en ünlü yer de Sacher Oteli tabi ki,ama şimdi bana derseniz ki diğerleri kötü mü Özlem,efendim yeni deneyimler her zaman güzeldir,bırakın burnunuz karar versin,nerede yiyeceğinize,güzel kokulara kaptırın kendinizi...Bize hafiften otelin yolu göründü haliyle,otelden çantamızı aldık,yolda burnumuzun karar verdiği bir yerde karnımızı doyurduk,sonra metroya bindik istasyona gitmek için,Mariahilfer Strasse'den bindik U6 hattına ve bilet ücreti 2,10 euro.Burada ilk yurtdışı deneyimi olacaklar küçük bir bilgilendirme; tren,metro gibi raylı sistemler için bilet alırken her zaman biletçi açık olmuyor,çünkü belli çalışma saatleri var,bunun yerine otomatik bilet satın alma makineleri var,yine metro binasının ya da istasyonun içinde bulunuyor bu makineler,biletinizi aldıktan sonra metroya y da trene binmeden hemen önce mutlaka bileti etkinleştirmelisiniz,bunun için de tarih-saat girdisi yapan ayrı küçük makineler var onlara okutmalısınız,okutmadan da giriş serbest,ama bu bedava olduğu anlamına gelmiyor,metro içinde,tren içinde ve otobüs içinde bilet kontrolü yapılıyor.Siz bilet satın almış olsanız bile eğer etkinleştirmemişseniz,maalesef ceza ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Trene bindiğimizde ben hala en yakın ne zaman gelebiliriz tekrar bunu düşlüyordum.:)

Yapmadan Dönme!

1-Şinitzel, ve patates atıştırmalıklarından yemeden
2-Bol bol çikolata almadan
3-Melange kahve içmeden
4-Sokak sanatçılarını dinlemeden
5-Sokaklarında kaybolmadan DÖNME! :)

Graben Strasse

Hofburg Sarayı'nda gezen at arabaları

Stephansdom(St.Stephan Kilisesi)

Hofburg Sarayı'ndan Belediye Sarayının manzarası:)

Graben Strasse'deki bir pastanenin vitrini,evet sayın okuyucu bu heykel tamamen şekerden ve keklerden yapılmış:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder