Evet
aşağıya indiğinizde Eyfel’e yakın görmek isteyebileceğiniz Ecole Militaire(Askeri
Okul) binası var,hava güzelse Sen Nehri’nde botlarla yapılan turlara
katılabilirsiniz,biz çok soğuktu yapmadık.Nehir turu da ilginizi çekmiyorsa
Eyfel’den çıktıktan sonra Sen nehrinden Pont d’Iéna (Jena Köprüsü) aracılığıyla geçerek kendinizi Avenue du President Kennedy’de (Başkan Kennedy Bulvarı) bulabilirsiniz.Burada Palais de Chaillot ve Musee Guimet,Galliera,de l’Homme et de la Marine,Cite de l’architecture et du Patrimoine bulunuyor.Bizim vaktimiz olmadığı için gezemedik burada çok fazla.Bunun yerine kendimizi Paris caddelerinde kaybetmeyi tercih ettik.
|
Paris sokakları |
|
Paris sokakları |
Museé du Louvre’a ulaştık böylece.Yalnız kuyruk oradan Fizan’a kadar uzandığından bahçesinde gezmekle,bahçesinde cam pencerelerden içeri bakmakla yetindik,siz eğer girmek istiyorsanız ,Louvre Müzesiyle ilgili ayrıntılı bilgiyi şuradan alabilirsiniz :
http://www.louvre.fr/ .
|
Louvre |
|
Louvre |
|
Louvre |
Tabi ki Louvre’un en tepesine dokunur gibi
yaptığınız fotoğrafı da çektirdiniz,müzeye bizler gibi giremediyseniz,camlarına
yapıştınız,kedinin kasap camına yapıştığı gibi,iç geçirdiniz,o
zaman yola devam edelim J
|
Louvre'un camına yapışılarak çekilen fotoğraf |
Eğer siz de benim sevgilim gibi
espresso kahve müptelasıysanız,belirtmem de fayda var fiyatı 4,70 euro,bize oldukça pahalı geldi,çünkü
İtalya’da 1-1,10 euro arasında. Biz yola devam ederken ara ara molalar
verdik,kahvelerimizi içtik. Akşam da otele yakın bir Türk restaurantında yemeyi
tercih ettik,oldukça şirindi,lezzetli yemekler de yaptığını söyleyebilirim,iki
kişi yemek fiyatı 30-40 euro arasında tutuyor. Akşam da gezip eğlendikten sonra
otelimize döndük.Sabah kalkar kalkmaz Notre Dame Katedrali’ne gittik. Notre
Dame’ı aslında yürüyüp,gezerken,uzaktan görüp de tanıdığımız için o yöne doğru
gittik.
|
Notre Dame'a doğru giderken |
|
Paris'te Türk izleri :/ |
Sen Nehrinin kenarında yürürken Notre Dame’ın doğu cephesi ve arka
bahçesinde buluyorsunuz kendinizi,şehrin Cite adasında bulunuyor Notre Dame.Binanın
mimarisinin muhteşemliğinden hemen sonra dikkatimi çeken ağaçların
budanmasındaki sanat oldu,hepsi aynı hizada,dümdüz,o kadar etkiledi ki
beni.Sanata,tarihe,sanat eserlerine önem verildiği gibi,bahçe
düzenlemesine,peyzaja da çok önem veriliyor.
|
Notre Dame |
|
Notre Dame doğu cephesi |
|
Notre Dame doğu cephesi |
|
Notre Dame doğu cephesi |
Notre Dame Katedral girişi
ücretsiz,kulelere ve hazine bölümüne giriş ücretli ,Notre Dame’la ilgili merak
ettiğiniz ayrıntıları şuradan öğrenebilirsiniz : http://www.cathedraledeparis.com/spip.php?rubrique2 . Victor Hugo’nun Notre Dame’ın
Kamburu’nu(Aslında kitabın orijinal ismi Notre Dame de Paris yani Paris’in
Notre Dame’ı dır ) okuduysanız,siz de bu katedralde gezerken yüreğinizde acıklı
bir aşk hikayesini yüreğinizde taşırsınız,Quasimodo da hayaletiyle refakat eder
size.Biz doğu tarafından geldiğimiz için asıl giriş olan batı cephesine ulaşana
kadar baya yürüdük,iyi de oldu,gotik mimarinin ilk önemli eserlerinden sayılan
katedralin dış cephesini de incelemiş,görmüş olduk.Ve nihayet batı cephesi
girişi…
|
Notre Dame batı cephesi |
|
Notre Dame batı cephesi |
Sabah erken saatlerinde olmamıza rağmen inanılmaz kalabalık.Söylenenlere göre katedralin çanı restore edilirken çan eritildiğinde Parisli kadınlar mücevherlerini de içine attığı için bu orjinal rengi almış.Hemen sıraya
girip biz de girdik kiliseye.Gerçekten etkileyici bir mimarisi var.İçeride para atıp kilisenin hatıra bozuk paralarından alabileceğiniz
makineler var,biz birer tane aldık J Kiliseden çıkınca kiliseyi de
izleyebileceğiniz,dinlenebileceğiniz merdivenler var,biz buradan kilisenin
birkaç fotoğrafını daha çektikten sonra acıktığımızı fark ettik.Hemen Notre
Dame’a çok yakın Notre Dame’ı da görebileceğiniz bir sürü cafeler var,biz bir
tanesine attık kendimizi Parissienne Breakfast fix menu istedik birer
tane,içinde çay/kahve,süt/taze sıkılmış portakal suyu,tereyağı,marmelat,brioche
ekmek,kızarmış baguette ekmek vardı.Kişi başı 12 euro ödedik.
|
Hatıra Notre Dame paraları |
|
Paris'te kahvaltı |
Kahvaltımızı
ettikten sonra Ponts des Arts’tan (Sanat
Köprüsü)geçtik.Bu köprü gerçekten çok güzel üzerinde aşıkların isimlerini yazıp
köprüye bağladıkları asma kilitlerle süslü,tabi ki geleneği bozmadık,biz de
yazdık adlarımızıJ Efsaneye göre burada asma
kilitlerini kilitleyip,anahtarı Seine Nehrine atan aşıkların,aşkları hiç bitmezmiş,bir
ömür birlikte olurlarmış,siz de yanınızda asma kilidinizi götürmeyi unutmayınJ
|
Pont des arts |
Burası Louvre ve Notre Dame’a çok yakın
bulunuyor,biz buradan Concorde Meydanı’na(La Place de la Concorde) (Bu meydanın
tarihi bir önemi de var,Fransız Devrimi sırasında giyotinler bu meydanda
kurulmuş :/ ) gittik,burada fotoğraflar çekip,geçip gitmekti niyetimiz,bu
meydanda La Grande Roue(Büyük dönme dolap:65 metre yüksekliğinde), Obélisque de Louxor (Luxor Obeliski,Luksor Anıtı:23 metre yüksekliğinde) bulunuyor,ayrıca Eyfel Kulesi ve ünü La Madeleine Kilisesi de görülüyor.
|
Concorde Meydanı,Luxor dikiti,dönme dolap |
|
La grande roue(dönme dolap) |
Dönme dolaba bindik,ve gerçekten yüksekmiş J Eyfel’de asansörde yaşadığım yükseklik korkusu,kaldırım yüksekliğinden korkmak gibi kaldı yanında.Bu dönme dolap çok sallanıyor,gerçekten çok sallanıyor,fotoğrafımı çektiğini sandığım hain sevgilimin elinde, ben ardarda korkudan dua ederken çekilmiş videolarım da mevcut.Eğer yükseklik korkunuz yoksa siz de binin,dönme dolabın yetişkinler için fiyatı 10 euro,manzara da gerçekten çok güzel.
|
Dönme dolaptan Concorde Meydanı,Luxor Anıtı,Şanzelize ve Zafer Anıtı |
Dönme dolabın çıkışında fotoğrafınız otomatik olarak çekiliyor,isterseniz 5 euro karşılığında arkanızda La Grande Roue varken çekilmiş fotoğrafınızı alabilirsiniz. Biz buradan Avenue des Champs-Élysées’e (yani bizim bildiğimiz adıyla Şanzelize Bulvarı)geçtik(Şanzelize Yunan Mitolojisinde cennet olarak gösterilen Elysion Ovaları’ndan adını almış,Fransızlar da dünyanın en güzel bulvarı diye anıyorlar)dünyada zenginliğin ne demek olduğunu merak edenlere güzel bir yanıt bu cadde.Ama gören gözler hem zenginlik hem fakirliği bir arada görebilir bu caddede.
|
Şanzelize'ye giderken yürüdüğümüz bir park |
|
Şanzelize |
|
Şanzelize'de sefalet ve zenginlik bir arada |
Şanzelize’nin bir ucunda Arc de Triomphe (Zafer Anıtı) var,bu da caddeyi daha estetik kılıyor diyebilirim.Şanzelizeden sonra biz Zafer Anıtına da gittik.Şanzelize de dikkat etmeniz gereken 2 önemli konu var,bir tanesi yolda yürürken dilenciler göreceksiniz,söylenenlere göre bu dilenciler dünyanın her yerinden Şanzelize’ye dilenmeye geliyorlarmış,öteki dikkat etmeniz gereken durum ise,sokak sanatçılarını dinlerken kalabalıkta yan kesiciler olabilir,çantalarınıza dikkat edin.
|
Arc de Triomphe(Zafer Anıtı) |
|
Zafer Anıtı |
|
Zafer Anıtı |
Zafer Anıtı’nı gezdikten sonra bizim hala biraz daha vaktimiz kalmıştı sight seeing otobüslerine tekrar bindik.Ben ilk yazımda bahsetmeyi unutmuşum ilk gün hop on hop off da denilen bu otobüslerden bilet almıştık, kişi başı fiyatı bir günlük bedeli 31 euro,2 günlük fiyatı ise 34 euro.Şehri gezmenin çok güzel bir yolu,yürüyerek gezemediğiniz yerleri de gezmiş oluyorsunuz,dilediğiniz yerlerde duraklarda iniyorsunuz,bir taraftan da kulaklıkla ,gezdiğiniz yerlerle ilgili önemli,tarihi bilgileri dinliyorsunuz.Özellikle çok yorulup,gezmeye devam etmek isteyenler için ideal! Otobüsle de her yeri iyice gezdikten sonra otele dönüp,çantalarımızı aldık ve istasyonun önünde ki caddeden hatıralık aldık birkaç tane,tabi ki olmazsa olmaz pastanelerin birinden ünlü makaronlardan aldık,biraz Fransız peyniri,çikolatası ve baget ekmeğini de aldıktan sonra trenimize bindik.
Yapmadan Dönme :
1-Eyfel’i görmeden,
2-Şanzelize’de yürümeden,
3-Notre Dame’a girmeden,
4-Soğan çorbasının tadına bakmadan,
5-Makaronlardan yemeden dönmeyin!!!
(Eğer şarap merakınız varsa Fransız şaraplarını,peynir merakınız varsa rokforu da unutmayın. )
(Eğer uslu çocuklar olursanız belki portakal suyunu gözünüzün önünde sıkıp şişeleyip,satan bakkal amcaları bile görebilirsiniz,kim bilir :) )
Adieu dostlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder