|
Paris'in önemli gezilecek yerleri |
Öncelikle söylemeliyim ki bu yazı özel istek üzerine
yazılmıştır. Bana kalsa Paris anılarını toplamam baya zaman alırdı,hem ben çok
üşengecim sanırım hem de Paris ne gez gez bitmişti,ne de yaz yaz bitiyor. Bu
güne kadar gezdiğim yerler içinde güzellik,bende bıraktığı etki,estetik,vb.
özellikleri dikkate alıp bir sıralama yaptığımda kesinlikle Paris en en üst sıralarda yer alıyor.Benim
için gerçekten en özel şehirlerden biri. O zaman hadi gelin hep beraber Paris
turuna başlayalım…
Biz Paris için ,her zaman olduğu gibi, treni tercih ettik. Euronight’la saat
22.34’te Bologna’dan hareket eden trenimiz sabah 8.20 gibi Paris’teydi.Oldukça
estetik bir istasyonu var Paris’in üstelik şehir merkezinde . Biz biletlerimizi
alırken cuccetta olarak almıştık,ancak neredeyse hiç kompartımanımızda
kalmadık. Cuccetta bir kompartımanda bulunan sağlı sollu 3’ er katlı yataklardan
her birine deniyor.Biz restaurantta sabaha kadar oturup,sohbet etmeyi tercih
ettik. Biletlerimizi kişi başı 100
Eurodan almıştık,gidiş dönüş 200 euro tutuyor (İtalya’dan başlayacağınız her
yolculuk için tren seferleri ve fiyatlarına şuradan göz atabilirsiniz :
http://www.trenitalia.com/ ). Sabah
Paris’e varır varmaz istasyona (Gare de Lyon'da indik.)yakın bir yerden otel bulduk,otelimiz oldukça
şirindi,resepsiyonist de hem İngilizce hem İtalyanca konuşabiliyordu.İletişimde
hiç sorun yaşamadık o yüzden. Otelin kişi başı/gece fiyatı 50-60 euro tutuyordu
,kahvaltı da isterseniz kişi başı 12
euro daha ödemeniz gerekiyordu,biz dışarıda kahvaltı etmeyi tercih ettik.
|
Gare de Lyon |
Çantalarımızı bırakır bırakmaz
önce yoruluncaya kadar çevreyi gezdik,sonra da ellerimizde otelden aldığımız
haritalar, metroya binip La Tour Eiffel’in (Eyfel Kulesi) bulunduğu bölgeye
gittik. Ben Eyfel’i uzaktan görür görmez çocuklar gibi sevinmeye başladım.
Üstelik çocuklar gibi sevinen bir tek ben değildim,metrodaki Fransız turistler
de Parissienne Parissienne diye bağırıp,kahkahalar atıyorlardı.Sonra
birbirimizin heyecanına güldük hep beraber. Metrodan iner inmez binaların
arasından Eyfel’i gördükçe bir neşe bir neşe bende sormayın gitsin.
|
La Tour Eiffel |
|
La Tour Eiffel |
Etrafında biraz gezdik,sonra acıkınca Eyfel’e yakın bir restauranta
girdik,herkese göre bir şeyler bulmak mümkün,ama siz Paris’e gelmişken ünlü
Fransız soğan çorbası ‘la soupe a
l’oignon’ un tadına bakmak istersiniz belki de.Adının çorba olduğuna
bakmayın,bizim çorba anlayışımızdan oldukça daha yoğun kıvamı. Salatalarda
yaygın olarak hardallı soslar kullanıyorlar.Ekmek olarak tabi ki baguette
(baget ekmek) yeniyor.Peynirleri,şarapları nefis,oldukça çok çeşitli.Özellikle şuraya gidin diyebileceğim bir restaurant yok,hepsi oldukça şık,çok nefis yemekler yapıyorlar,fiyatları diğer Avrupa şehirlerine göre biraz daha yüksek iki kişi 50 euroyu gözden çıkarın ya da fast fooda yönelin. Karnımızı
doyurduktan sonra Eyfel’in altına gittik yine.Sevgilim kuleye çıkmayı önerdi.Ben
pek sıcak bakmadım,çünkü hava soğuk,kuyruk da çook uzundu.Hem bilet almak için
hem kuleye girmek için 2 ayrı kuyruk vardı.Tabi içeride de asansöre girmek için
ayrı bir kuyruk varmış,onu da içeri girince görecektik. Biletler hangi kata
gideceğinize göre değişiyor.Yetişkinler için ikinci kata kadar merdivenli giriş
5 euro,ikinci kata kadar asansörlü giriş 8.5 euro,eğer bizim gibi en tepesine
kadar çıkacaksanız 14.5 euro
ödüyorsunuz(Biz 14 euro ödemiştik kişi başı,ancak fiyatlar güncellenmiş,siteden
kontrol ettim az önce.)Eğer kış aylarında ziyaret etmeyi düşünüyorsanız (6 ocak
-14 şubat 2014 tarihleri(bugünler de dahil olmak üzere) en üst kat için bilet
online olarak satılmayacakmış,hava koşullarına göre,kulede satış
yapılacakmış,bilginize.)sıkı giyinin hatta çok sıkı giyinin.Soğuk oluyor,dahası
kulede yukarı doğru çıktıkça sıcaklık da düşüyor,hele rüzgar da varsa
donuyorsunuz. Onun için artistlik yapmayın,modayı dert etmeyin,en kalın
montlarınızı,berelerinizi,eldivenlerinizi,atkılarınızı beraberinizde
getirin.Kuleye çıktığınızda hem yorgunluğunuza hem de o kadar soğuğu
çektiğinize değiyor bence. Eğer yükseklik korkunuz varsa,bir kez daha düşünün
tabi ki,bunun dışında girerken üzerindeki cam şişelerin içeri sokulmasına izin
verilmiyor,çantalara falan bakılıyor,tehlikeli bir şeyler var mı diye. Ben kuyrukta beklerken etrafı gözlemledim.Niye bu yabancıların bebeleri bağırıp,ağlamıyor,çığlık atmıyor,ilginç.Üstelik 3-4 yaşından başlamak üzere bütün çocuklar kendi çantalarını,oyuncaklarını kendileri taşıyorlar.Bu yabancı anneler çok sorumsuz(!) canım.Bir de engelli ve yaşlılar da gelmiş Eyfel'i görmeye,onlar için de her türlü kolaylık sağlanmış,her türlü öncelik tanınıyor.Bu da ilginç geldi bana,yaşlılar kendileri yürüyememeye başladığı zaman eve hapsolur,öyle ölümlerini beklerler benim bildiğim,neyse ilginç bir yer burası demek ki...
|
Eyfel'in tepesinden Sen Nehri (La Seine) |
|
Sen Nehri ve Paris |
|
Eyfel'in tepesinden |
|
Eyfel'in tepesinden |
Paris’e
kadar geldiniz,Eyfel Kulesi’ne kadar da çıktınız bir de yanınızda sevgiliniz
varsa,evlenme teklif etmek isteyebilirsiniz,ya da evliyseniz aşkınızı tazelemek
istersiniz belki de ya da kutlama yapmak istersiniz,işte bunu önceden
düşündükleri için şampanya satışı yapıyorlar tam tepede kadeh fiyatları 12-21
euro arasında değişiyor. Ama derseniz ki beni şampanya kesmez,ben sevgilimle
romantik bir yemek yemek istiyorum Eyfel’de,hay hay efendim onu da
düşünmüşler;ikinci katta üç Michelin yıldızlı restaurantları var fiyatlar kişi
başı 80-90 eurodan başlıyor,ama bir de paket fiyat var,cam kenarı,mum
ışığında,şefin belirlediği bir menü iki kişilik fiyatı 750 euro. Ama bütçeniz
kısıtlıysa,hava da güzelse,Eyfel’in hemen yanında ,Eyfel’i
görebileceğiniz,çimlere yayılabileceğiniz Champ de Mars parkında,baget
ekmeğiniz,rokfor peynirinizle minicik ,sevimli,romantik bir piknik
yapabilirsiniz.Eyfel’le ilgili merak ettikleriniz için şu adrese göz
atabilirsiniz :
http://www.tour-eiffel.fr/,
bahsettiğim yemeklerle ilgili menü ayrıntılarını da şuradan öğrenebilirsiniz :
http://www.lejulesverne-paris.com/,
şampanya barıyla ilgili ayrıntılar da burada :
http://www.restaurants-toureiffel.com/index.cfm/page/LID/1/RID/2671
. Eyfel’e çıktınız en tepesinde Eyfel ve diğer ülkelerdeki en yüksek
kulelerle yapılan kıyaslamalı panoları da gördünüz,Türkiye’yi de
bulup,sevindiniz,fotoğrafını da çektiniz
gururla,bizim gibi,terasından Paris manzaralarını da çektiniz.
O zaman hadi
inelim aşağıya.
Paris'e gitmek istiyorummmmmmmmmm
YanıtlaSilKim istemez ki :) Üstelik bir kere gidenlerin tekrar gitmek isteyeceği bir yer bence ...
Sil