17 Aralık 2013 Salı

Paris'te aşk başkadır...(I)


Paris'in önemli gezilecek yerleri




Öncelikle söylemeliyim ki bu yazı özel istek üzerine yazılmıştır. Bana kalsa Paris anılarını toplamam baya zaman alırdı,hem ben çok üşengecim sanırım hem de Paris ne gez gez bitmişti,ne de yaz yaz bitiyor. Bu güne kadar gezdiğim yerler içinde güzellik,bende bıraktığı etki,estetik,vb. özellikleri dikkate alıp bir sıralama yaptığımda kesinlikle  Paris en en üst sıralarda yer alıyor.Benim için gerçekten en özel şehirlerden biri. O zaman hadi gelin hep beraber Paris turuna başlayalım…

Biz Paris için ,her zaman olduğu gibi, treni tercih ettik. Euronight’la saat 22.34’te Bologna’dan hareket eden trenimiz sabah 8.20 gibi Paris’teydi.Oldukça estetik bir istasyonu var Paris’in üstelik şehir merkezinde . Biz biletlerimizi alırken cuccetta olarak almıştık,ancak neredeyse hiç kompartımanımızda kalmadık. Cuccetta bir kompartımanda bulunan sağlı sollu 3’ er katlı yataklardan her birine deniyor.Biz restaurantta sabaha kadar oturup,sohbet etmeyi tercih ettik. Biletlerimizi kişi başı  100 Eurodan almıştık,gidiş dönüş 200 euro tutuyor (İtalya’dan başlayacağınız her yolculuk için tren seferleri ve fiyatlarına şuradan göz atabilirsiniz : http://www.trenitalia.com/ ). Sabah Paris’e varır varmaz istasyona (Gare de Lyon'da indik.)yakın bir yerden otel bulduk,otelimiz oldukça şirindi,resepsiyonist de hem İngilizce hem İtalyanca konuşabiliyordu.İletişimde hiç sorun yaşamadık o yüzden. Otelin kişi başı/gece fiyatı 50-60 euro tutuyordu ,kahvaltı da isterseniz  kişi başı 12 euro daha ödemeniz gerekiyordu,biz dışarıda kahvaltı etmeyi  tercih ettik. 
Gare de Lyon


Çantalarımızı bırakır bırakmaz önce yoruluncaya kadar çevreyi gezdik,sonra da ellerimizde otelden aldığımız haritalar, metroya binip La Tour Eiffel’in (Eyfel Kulesi) bulunduğu bölgeye gittik. Ben Eyfel’i uzaktan görür görmez çocuklar gibi sevinmeye başladım. Üstelik çocuklar gibi sevinen bir tek ben değildim,metrodaki Fransız turistler de Parissienne Parissienne diye bağırıp,kahkahalar atıyorlardı.Sonra birbirimizin heyecanına güldük hep beraber. Metrodan iner inmez binaların arasından Eyfel’i gördükçe bir neşe bir neşe bende sormayın gitsin.
La Tour Eiffel

La Tour Eiffel




Etrafında biraz gezdik,sonra acıkınca Eyfel’e yakın bir restauranta girdik,herkese göre bir şeyler bulmak mümkün,ama siz Paris’e gelmişken ünlü Fransız soğan çorbası  ‘la soupe a l’oignon’ un tadına bakmak istersiniz belki de.Adının çorba olduğuna bakmayın,bizim çorba anlayışımızdan oldukça daha yoğun kıvamı. Salatalarda yaygın olarak hardallı soslar kullanıyorlar.Ekmek olarak tabi ki baguette (baget ekmek) yeniyor.Peynirleri,şarapları nefis,oldukça çok çeşitli.Özellikle şuraya gidin diyebileceğim bir restaurant yok,hepsi oldukça şık,çok nefis yemekler yapıyorlar,fiyatları diğer Avrupa şehirlerine göre biraz daha yüksek iki kişi 50 euroyu gözden çıkarın ya da fast fooda yönelin. Karnımızı doyurduktan sonra Eyfel’in altına gittik yine.Sevgilim kuleye çıkmayı önerdi.Ben pek sıcak bakmadım,çünkü hava soğuk,kuyruk da çook uzundu.Hem bilet almak için hem kuleye girmek için 2 ayrı kuyruk vardı.Tabi içeride de asansöre girmek için ayrı bir kuyruk varmış,onu da içeri girince görecektik. Biletler hangi kata gideceğinize göre değişiyor.Yetişkinler için ikinci kata kadar merdivenli giriş 5 euro,ikinci kata kadar asansörlü giriş 8.5 euro,eğer bizim gibi en tepesine kadar çıkacaksanız  14.5 euro ödüyorsunuz(Biz 14 euro ödemiştik kişi başı,ancak fiyatlar güncellenmiş,siteden kontrol ettim az önce.)Eğer kış aylarında ziyaret etmeyi düşünüyorsanız (6 ocak -14 şubat 2014 tarihleri(bugünler de dahil olmak üzere) en üst kat için bilet online olarak satılmayacakmış,hava koşullarına göre,kulede satış yapılacakmış,bilginize.)sıkı giyinin hatta çok sıkı giyinin.Soğuk oluyor,dahası kulede yukarı doğru çıktıkça sıcaklık da düşüyor,hele rüzgar da varsa donuyorsunuz. Onun için artistlik yapmayın,modayı dert etmeyin,en kalın montlarınızı,berelerinizi,eldivenlerinizi,atkılarınızı beraberinizde getirin.Kuleye çıktığınızda hem yorgunluğunuza hem de o kadar soğuğu çektiğinize değiyor bence. Eğer yükseklik korkunuz varsa,bir kez daha düşünün tabi ki,bunun dışında girerken üzerindeki cam şişelerin içeri sokulmasına izin verilmiyor,çantalara falan bakılıyor,tehlikeli bir şeyler var mı diye. Ben kuyrukta beklerken etrafı gözlemledim.Niye bu yabancıların bebeleri bağırıp,ağlamıyor,çığlık atmıyor,ilginç.Üstelik 3-4 yaşından başlamak üzere bütün çocuklar kendi çantalarını,oyuncaklarını kendileri taşıyorlar.Bu yabancı anneler çok sorumsuz(!) canım.Bir de engelli ve yaşlılar da gelmiş Eyfel'i görmeye,onlar için de her türlü kolaylık sağlanmış,her türlü öncelik tanınıyor.Bu da ilginç geldi bana,yaşlılar kendileri yürüyememeye başladığı zaman eve hapsolur,öyle ölümlerini beklerler benim bildiğim,neyse ilginç bir yer burası demek ki...

Eyfel'in tepesinden Sen Nehri (La Seine)

Sen Nehri ve Paris

Eyfel'in tepesinden

Eyfel'in tepesinden


Paris’e kadar geldiniz,Eyfel Kulesi’ne kadar da çıktınız bir de yanınızda sevgiliniz varsa,evlenme teklif etmek isteyebilirsiniz,ya da evliyseniz aşkınızı tazelemek istersiniz belki de ya da kutlama yapmak istersiniz,işte bunu önceden düşündükleri için şampanya satışı yapıyorlar tam tepede kadeh fiyatları 12-21 euro arasında değişiyor. Ama derseniz ki beni şampanya kesmez,ben sevgilimle romantik bir yemek yemek istiyorum Eyfel’de,hay hay efendim onu da düşünmüşler;ikinci katta üç Michelin yıldızlı restaurantları var fiyatlar kişi başı 80-90 eurodan başlıyor,ama bir de paket fiyat var,cam kenarı,mum ışığında,şefin belirlediği bir menü iki kişilik fiyatı 750 euro. Ama bütçeniz kısıtlıysa,hava da güzelse,Eyfel’in hemen yanında ,Eyfel’i görebileceğiniz,çimlere yayılabileceğiniz Champ de Mars parkında,baget ekmeğiniz,rokfor peynirinizle minicik ,sevimli,romantik bir piknik yapabilirsiniz.Eyfel’le ilgili merak ettikleriniz için şu adrese göz atabilirsiniz : http://www.tour-eiffel.fr/, bahsettiğim yemeklerle ilgili menü ayrıntılarını da şuradan öğrenebilirsiniz : http://www.lejulesverne-paris.com/, şampanya barıyla ilgili ayrıntılar da burada : http://www.restaurants-toureiffel.com/index.cfm/page/LID/1/RID/2671 . Eyfel’e çıktınız en tepesinde Eyfel ve diğer ülkelerdeki en yüksek kulelerle yapılan kıyaslamalı panoları da gördünüz,Türkiye’yi de bulup,sevindiniz,fotoğrafını  da çektiniz gururla,bizim gibi,terasından Paris manzaralarını da çektiniz.


O zaman hadi inelim aşağıya.

2 yorum:

  1. Paris'e gitmek istiyorummmmmmmmmm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kim istemez ki :) Üstelik bir kere gidenlerin tekrar gitmek isteyeceği bir yer bence ...

      Sil