Ne kadar uzun zaman oldu değil mi yazmayalı...Ama size daha önce de söylemiştim,bir mazeretim var,üstelik oldukça geçerli.Leylekler eylül ayında bize minnacıcık bir bebek getirmeye karar verdiklerinden,benim bu duruma fiziksel olarak alışmam bir hayli meşakkatli olduğundan,yazmaya çok vakit bulamadım.Ha gezmeye vakit buldun mu Özlem'cim diye sorarsanız evet ona bulantılarımın,baş dönmelerimin,halsizliğimin elverdiği ölçüde bir miktar vakit bulabildim.Mart ayının başlarında canım sevgilimle Fransa'nın Nice kentine gittik.Daha önce de söylemiştim,alışkanlığımız tren yolculuğu yapmak.Canım eşim tren yolunun deniz kıyısından geçtiğinden bahseder bahsetmez vuruldum zaten.O hafta karnaval haftası da olunca,hava durumunu kontrol ettik oldukça güzel görünüyor,çıktık yola. İnternetten www.trenitalia.it üzerinden kontrol ettim bir tuhaflık var tren hep aktarmalı görünüyor,üstelik bir yerde de otobüsle yolculuk etmemiz gerektiği yazılı.Sevgilime soruyorum,daha önce defalarca buraya yolculuk ettiği için bilmesi gerek çünkü,diyorum aktarma mı oluyor trenle,yoo hayır diye cevap veriyor,bir yanlışlık olmalı,e ben bilmem eşim bilir o halde. Eşimin kuzeni o hafta Fransa'ya gideceği için Genova'ya kadar bizi getirdi. İstasyonda bilet gişesindeki memure hanım yol üzerinde tren devrildiği,henüz kaldırılmadığı için nerede ne aktarması yapmamız gerektiğini söylüyor. Bizdeki hayal kırıklığını siz tahmin edin. Geri dönmek de canımız istemiyor,çıkmışız bir kere yola,tamam diyoruz maceraya:) Yaklaşık 1 saat sonra kalkacak tren için biletlerimizi alıyoruz. Treni beklerken de birbirimizle dalga geçiyoruz haftaya kadar kalkar mıydı kalkmaz mıydı devrilen tren,İtalyanların ne kadar çalışkan olduğundan falan bahsedip,gülüşüyoruz,vakit daha çok olduğu için bir barda beklemeye karar veriyoruz,ben 'latte bianco tiepido' ile 'brioche al cioccolato' (İtalyancadan Türkçe'ye çevrilirken çok saçma gibi görünüyor 'ılık beyaz süt ve çikolatalı kruvasan,Özlem saçmalama sütün başka rengi mi var diye sorarsanız,eğer böyle belirtilmezse içine kahve ilave ediliyor ve latte macchiato oluyor,kahveyi miniğim için hayatımdan tamamen çıkardım onun için böyle belirtiyorum)eşim kahvesini,ben sütümü içince,istasyona döndük, derken trenimiz geldi, bindik. Yolculuk başlar başlamaz yola aşık olduğumu belirtmeliyim,o kadar güzel ki tren yolunun dibinde deniz hem de neredeyse Türkiye'deki kadar güzel (dikkatinizi çekerim neredeyse dedim).
Ben ay ne güzelmiş,vay ne güzelmiş,onu da çekeyim,bunu da yakalayayım derken yolculuğumuzun ilk aşaması bitti.Otobüse binmemiz gereken yer olan Albenga'ya ulaştık.İstasyonun hemen dışında yarım saat kadar bekledik,başlangıçta az olan insan sayısı,gelen bir başka trenin yolcularının inmesiyle çoğalıverdi birden bire. Otobüse binerken de önceden otobüs rezervasyonunu yaptıranlara öncelik tanındı. Neyse bizim vardı,en öne kurulduk.Otobüs yolculuklarından hazzetmem normalde,mide bulantısı ve baş dönmesiyle birleşince daha kötü olur diye düşünüp,kendi kendimi yerken biz yol almaya başladık. Yanılmışım,otobüs yolculuğu beni fenalaştırmadı,yol o kadar güzeldi ki. Hatta neredeyse yolun kapalı olmasına sevineceğim o kadar.Trenle gidiyor olsaydık o güzellikleri asla göremeyecektik.İçinde San Remo'nun da bulunduğu bir çok güzel şehrin içinden geçtik,dağlar,ağaçlar ,ara ara kendini gösteren deniz...Mest ola ola Ventimiglia'ya vardık. Ventimiglia trenine biner binmez ilk farkettiğim şey İtalyan trenleriyle Fransız trenlerinin birbirinden ne kadar farklı oldukları oldu.Fransa'nın trenleri açık ara daha ferah,daha yeni,daha teknolojik. Monte Carlo ve bir kaç yerleşim yerini daha geçtik trenle,villaların bahçelerinden görebildiğim deniz parçasına da aşık olduğumu belirtmeliyim, Côte d'Azur mavisi denen mavisi o işte gördüğüm...
Tren istasyonundaki ilk hissim Nice'in istasyonu bu olmamalı şeklindeydi.Çünkü tadilat vardı.Çıktıktan sonra baktık kalabalık ne tarafa doğru akıyorsa biz de izledik,karıştık o kalabalığa.Çok da iyi yapmışız. Lafayette galerilerinin de üzerinde bulunduğu Jean Medecin Avenue'ya çıkmışız.Bu bulvar çok hareketli,cıvıl cıvıl insanlar,cafeler,restaurantlar,biz de kendimizi bir cafeye attık,bir şeyler içerken de dinlendik güzelce.Sonra devam ettik yolumuza,karnaval dolayısıyla o kadar muhteşem ki kalabalık.Yalnız kalabalık dolayısıyla bir süre ne tarafa gittiğimizi bilmeden,mecburen kalabalıkla aynı istikamette ilerledik,neyse ki bir süre sonra sahile çıktık da nerede olduğumuzu anlayabildik.Sahilden kastım 'Promenade des Anglais' bölgesi,mini minicik fransızcamla çevirmeye teşebbüs edecek olsam 'İngilizlerin Gezintileri/yürüyüşleri' şeklinde çevirirdim. O nasıl bir yürüyüş yolu sayın okuyucular,gıpta ettim resmen,o kadar geniş,o kadar kullanışlı düzenlenmiş ki bu yürüyüş yolu,ara ara bisiklet istasyonlarının,çeşit çeşit bankların bulunduğu,insanların denizin keyfini çıkarabilmesi için her şeyin düşünüldüğü bir yürüyüş parkuru hayal edin.Bu parkurda yürüyüş yapanlarla birlikte,koşanlar,patenle kayanlar,kaykaylar,bisikletle gezen insanlar.Bu parkur havaalanı yakınından başlıyor ve yaklaşık 7 km uzunluğunda.Rüya gibi hayal gibi bir yer.Kaç kez baştan sona bu yolda yürüdük hatırlamıyorum bile o kadar çok sevdim ki,hep buraya gelmek istedim ben.Gecesi ayrı,gündüzü ayrı güzel.Sadece burayı görmek için bile gelinir Nice'e.
Tabi gezerken benim için hava hoş,bütün çantalar eşimin sırtında olduğundan hemen bir otel aramaya başladık.Ama karnaval dolayısıyla ilk girdiğimiz bir kaç otel tamamen doluydu. Sonra pek umudumuz olmasa da ikimizin de gelirken yolda görüp,çok beğendiğimiz bir otele girip sormaya karar verdik. Hotel Boscolo Exedra Nice otelimizin adı,evet boş oda vardı,hatta deniz manzaralı odalardan bir tanesini bize ayarladı resepsiyon görevlisi. Biz otelden çok memnun kaldık,size de tavsiye ederim.Gayet şık,temiz bir suitti,manzarası da şahaneydi.Aşağıda karnaval alanı,sol tarafta dönmedolap,sağ tarafta deniz manzarası,keyfimiz yerindeydi.Kahvaltı dahil 2 kişi için bir gece fiyatı 120 euro civarı.İnanılmaz merkezi bir yerde,her yere yakın.Otelle ilgili merak ettikleriniz için şu adrese göz atabilirsiniz : http://nice.boscolohotels.com/ . Özlem'cim biz daha öğrenci işi bir yerde kalmak istiyoruz,ya da konfor benim için önemli değil ucuz olsun diyorsanız istasyona yakın hosteller görmüştüm 16-20 euro civarıydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder